Gebze Belediyesi 41 Genci Söğüt’e götürmüş, sanki çok önemli…

Gebze 01.05.2017 - 10:08, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

Gebze Belediyesi 41 Genci Söğüt’e götürmüş, sanki çok önemli…

Her sabah olduğu gibi pazartesi sabahı da ofise gelip e-posta kutusunu kontrol ettiğim de ilk mailin Gebze Belediyesi’nden geldiğini gördüm… Vaay benden önce gelip haber yazmışlar, resimleri seçmişler bir de gazetelere mail servisini gerçekleştirmişler…. “Yaşlanıyorsun” dedim kendi kendime…”Eskiden millet 9 da ofisine gelirken sen 9’a kadar iş bırakmazdın” dedim… Gebze Belediyesi’nden gelen ileti de “41 Genç 41 Gelecek” projesi çerçevesinde Söğüt, İznik gibi Osmanlının kuruluş dönemi ilk vatan toprağına katılan kentlere geziler yapıldığına ilişkin haber vardı… Birçoğumuz bu haberleri dikkat çekici bulmuyor. Alışmışız, gasp, taciz, kanlı, canlı haberlere…Kültür deyince, tarih deyince “amaaan” diyoruz. Ama günümüzde Dirliş dizisinin oyuncularını görmeye Beykoz’a giden gençliğin aslında bu dizinin orijinal başrol oyuncularını Söğüt’te, İznik’te ziyaret etmeyi de bilmeli. Bu nedenle Bu geziler kentte bir Kültür Merkezi yapmak kadar önemli kültür projeleri ve hizmetleridir. Ama Söğüt, İznik önemli… Özellikle Kadıköy’de barlar caddesinde gezen yada akşama kadar Kahve bilmem nesinde zaman geçiren bir gencin bu toprakların önemini bilmesi çok önemli. Tarihin kalbinin attığı, kültür ve medeniyetin yaşam kaynağı hep bu topraklar olagelmiştir. Artık Avrupalının bile Türk insanını masaya yatırıp analiz yaptığı bir dönemde Türk insanının özellikle de gençlerin kendini iyi bilmesi çok önemli. Dünyada devletler kurup devletler yıkmak konusunda uzmanlaşmış bir Türk Milletinin masaya yatırıp incelenmesi de çok ilginç değil aslında… 375 Kavimler Göçü’ne sebep olan etkenlerin en başlıcası, temel taşı da “ Türkler” olduğu için öncesinde Anadolu uygarlıkları, sonrasında da biz Türklerin medeniyet ve tarih anlayışı ile Avrupa’nın medeniye ve tarih anlayışını karşılaştırmaya çabalamak dahi çok gülünç olacaktır. Düşünün ki, bir medeniyetin doğmasına yol açan da sizsiniz, söz konusu medeniyetin gelişip, budaklanmasına ve nihayet son bulmasına yön veren, karar biçen de... Tarihte “teşkilatçılık” faaliyetlerinin ilk örneklerini ortaya koymuş olan biz Türkler, devlet kurma ve devlet ortadan kaldırma özelliğimizle eşine az rastlanır bir meziyetin hamileriyizdir. Birçok devlet ve topluluk, bizim bu özelliğimizi örnek alarak dünya sahnesine çıkabilmiş, hayat hakkı bulabilmiştir. Yukarıda örneğini verdiğim 375 Kavimler Göçü’nün ana sebebi biz Türkler olduğumuz gibi, bu tarihten 1453 Fatih’in İstanbul’u Fethi’ne dek sürecek olan Orta Çağ’ında başkarakteri yine biz Türklerden başkası değildir. Yani, Orta Çağ’ı başlatan ve sonlandıran, tarihte böylesine bir “ racona “ sahip olan tek milletiz. Onun öncesinde de Orta Asya’da kesin bir hâkimiyet sağlamış ve o hâkimiyeti Anadolu’ya, oradan Avrupa’ya, oradan da Kutsal Roma’nın tam da kalbine taşımış, milletlerarası camiada en ön safta yer alarak, “oyun kurucu” ve “patron” sıfatıyla özdeşleşmiş millet de yine bizdik. Ve bugün hala bu topraklarda “ Anadolu “ adlı bu bahçede, “ Türk ili “ denilen “ Türkiye “ topraklarında yaşamaya devam ediyorsak, bunun bir manası, derin anlamlar içeren bir ilahi sırrı olmalı. Böylesine zengin bir coğrafya da yaşamanın, tarihin kalbinde yer almanın, bu tarihsel sürecin hem yön sağlayıcısı, hem de oyun kurucusu olmanın, dünya milletleri içerisinde sadece bizlere nasip olması da ayrıca bir şükür vesilesidir. O yüzden kısır tartışmalardan, güdük meselelerden sıyrılıp, başımızı şöyle bir kaldırıp da, dünyaya “ Türk “ gözüyle bakmamız, kendimize gelebilmemize yeterli olacaktır. Saygılarımla…

Her sabah olduğu gibi pazartesi sabahı da ofise gelip e-posta kutusunu kontrol ettiğim de ilk mailin Gebze Belediyesi’nden geldiğini gördüm…

Vaay benden önce gelip haber yazmışlar, resimleri seçmişler bir de gazetelere mail servisini gerçekleştirmişler….

“Yaşlanıyorsun” dedim kendi kendime…”Eskiden millet 9 da ofisine gelirken sen 9’a kadar iş bırakmazdın” dedim… Gebze Belediyesi’nden gelen ileti de “41 Genç 41 Gelecek” projesi çerçevesinde Söğüt, İznik gibi Osmanlının kuruluş dönemi ilk vatan toprağına katılan kentlere geziler yapıldığına ilişkin haber vardı…

Birçoğumuz bu haberleri dikkat çekici bulmuyor. Alışmışız, gasp, taciz, kanlı, canlı haberlere…Kültür deyince, tarih deyince “amaaan” diyoruz. Ama günümüzde Dirliş dizisinin oyuncularını görmeye Beykoz’a giden gençliğin aslında bu dizinin orijinal başrol oyuncularını Söğüt’te, İznik’te ziyaret etmeyi de bilmeli. Bu nedenle Bu geziler kentte bir Kültür Merkezi yapmak kadar önemli kültür projeleri ve hizmetleridir.

Ama Söğüt, İznik önemli… Özellikle Kadıköy’de barlar caddesinde gezen yada akşama kadar Kahve bilmem nesinde zaman geçiren bir gencin bu toprakların önemini bilmesi çok önemli. Tarihin kalbinin attığı, kültür ve medeniyetin yaşam kaynağı hep bu topraklar olagelmiştir. Artık Avrupalının bile Türk insanını masaya yatırıp analiz yaptığı bir dönemde Türk insanının özellikle de gençlerin kendini iyi bilmesi çok önemli. Dünyada devletler kurup devletler yıkmak konusunda uzmanlaşmış bir Türk Milletinin masaya yatırıp incelenmesi de çok ilginç değil aslında…

375 Kavimler Göçü’ne sebep olan etkenlerin en başlıcası, temel taşı da “ Türkler” olduğu için öncesinde Anadolu uygarlıkları, sonrasında da biz Türklerin medeniyet ve tarih anlayışı ile Avrupa’nın medeniye ve tarih anlayışını karşılaştırmaya çabalamak dahi çok gülünç olacaktır.

Düşünün ki, bir medeniyetin doğmasına yol açan da sizsiniz, söz konusu medeniyetin gelişip, budaklanmasına ve nihayet son bulmasına yön veren, karar biçen de...

Tarihte “teşkilatçılık” faaliyetlerinin ilk örneklerini ortaya koymuş olan biz Türkler, devlet kurma ve devlet ortadan kaldırma özelliğimizle eşine az rastlanır bir meziyetin hamileriyizdir.

Birçok devlet ve topluluk, bizim bu özelliğimizi örnek alarak dünya sahnesine çıkabilmiş, hayat hakkı bulabilmiştir.

Yukarıda örneğini verdiğim 375 Kavimler Göçü’nün ana sebebi biz Türkler olduğumuz gibi, bu tarihten 1453 Fatih’in İstanbul’u Fethi’ne dek sürecek olan Orta Çağ’ında başkarakteri yine biz Türklerden başkası değildir.

Yani, Orta Çağ’ı başlatan ve sonlandıran, tarihte böylesine bir “ racona “ sahip olan tek milletiz.

Onun öncesinde de Orta Asya’da kesin bir hâkimiyet sağlamış ve o hâkimiyeti Anadolu’ya, oradan Avrupa’ya, oradan da Kutsal Roma’nın tam da kalbine taşımış, milletlerarası camiada en ön safta yer alarak, “oyun kurucu” ve “patron” sıfatıyla özdeşleşmiş millet de yine bizdik.

Ve bugün hala bu topraklarda “ Anadolu “ adlı bu bahçede, “ Türk ili “ denilen “ Türkiye “ topraklarında yaşamaya devam ediyorsak, bunun bir manası, derin anlamlar içeren bir ilahi sırrı olmalı.

Böylesine zengin bir coğrafya da yaşamanın, tarihin kalbinde yer almanın, bu tarihsel sürecin hem yön sağlayıcısı, hem de oyun kurucusu olmanın, dünya milletleri içerisinde sadece bizlere nasip olması da ayrıca bir şükür vesilesidir.

O yüzden kısır tartışmalardan, güdük meselelerden sıyrılıp, başımızı şöyle bir kaldırıp da, dünyaya “ Türk “ gözüyle bakmamız, kendimize gelebilmemize yeterli olacaktır.

Saygılarımla…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.